“Dostane İlişkiler Kurmak”

FBI davranış uzmanı Robin Dreeke’in, “Dostane İlişkiler Kurmak” için önerdiği 10 temel yol

İnsanlarla tanışmak, uyumlu dostça bir iletişim başlatmak çoğu zaman gerginliğe, tedirginliğe yol açar. Bazen de karşımızdaki kişiyi rahatsız etmekten ya da kendimizi doğru ifade edememekten çekindiğimiz için uzak durmayı tercih ederiz. Oysa ki tatmin edici bir sosyal yaşam için uyumlu ilişkiler kurmak çok önemlidir. Bu yüzden dostça bir iletişimin nasıl başlayacağı konusunda birçoğumuzun net bir fikri yoktur.

Ne söylemeli, nasıl söylemeli, iyi bir izlenim yaratmak için nasıl davranmalı?

FBI davranış analizi programının eski başkanı Robin Dreeke, konu ile ilgili kitabında (It’s Not All About “Me”: The Top Ten Techniques for Building Quick Rapport with Anyone) güvene dayalı dostça ilişkiler kurmanın 10 temel yolunu şöyle özetler:

Yapay zaman birimleri oluşturun.

Tanımadığımız insanlarla konuşurken tedirgin oluruz. Bir nevi asansör psikolojisi. İnsanlar çevresindeki diğer insanların kendilerine tehdit oluşturup oluşturmadığını tartmak isterler. Robin Dreeke bu konuda insanlara onların zamanını çalmayacağınızın garantisini verin diyor. Az sonra başka bir mecburiyetiniz olduğunu ifade eden bir cümle başlangıcı karşınızdaki insanda oluşan baskıyı azaltacaktır.

“Size hemen bir soru sormak istiyorum bir toplantıya gitmem gerekiyor da…”

Bu basit ama etkili sözlerle sadece karşınızdaki insanların kendini rahat hissetmesine yardımcı olmakla kalmaz aynı zamanda konuşmanın kısa süreceğini bildikleri için daha fazla bir dikkat ve hevesle konuşmalarını sağlar.

Vücut dilinizin karşı tarafla uyum içinde olduğundan emin olun.

Yazar bu maddeyi açarken, konuşma esnasında karşımızdaki kişiyle mesafeyi doğru ayarlamak gerekliliği üzerinde durmuş. Fazla yakın olunması tedirginlik yaratabildiğinden mesafeyi ayarlamak önemlidir. Gülümseyin. Gülümsemek ılımlı görünmeniz için yapmanız gereken ilk şeydir. Bir de insanlara yukarıdan bakar gibi gözükmeyecek bir baş pozisyonunun önemli olduğu üzerinde durulan başka bir konu.

Yavaş konuşun.

Hızlı konuşmak, genellikle gerginlik ve sinirlilik olarak algılanır. Yavaş ve net konuşanlar, hızlı konuşanlardan daha olumlu bir intiba bırakırlar.

Yardım isteyin.

“İnsanlar, yardım taleplerini karşılıksız bırakmamaya biyolojik olarak kendilerini şartlamış varlıklardır. Bu durum, atalarımızın biri yardım istediğinde yardım edilmezse kendileri de yardım istediğinde reddedileceği düşüncesine dayanır.”

Yardım edin ve yardım isteyin. İnsanları tanımak için iyi bir yoldur.

Egonuzu askıya alın.

İnsanların yanlışlarını bulmaktan ve onlara üstünlük taslamaktan kaçının. İki insan konuşmaya başladığında genellikle dinleyen kişi, konuşanın susması ve konuşma sırasının kendisine gelmesi için sabırsızlanır. Konuşma sırası kendisine geldiğindeyse daha ilginç olan kendi hikâyesini anlatmaya başlar. Bu sıcak ve uyumlu bir iletişimin önündeki bir diğer engeldir. Kurduğunuz her diyaloğu hayata dair bir öğrenme fırsatı olarak görün. Egonuzu bir kenara bırakıp çevrenizdeki insanları dinlemeye ve anlamaya odaklanırsanız çok daha mutlu olursunuz.

İletişimde olduğunuz kişiyi onaylayın.

İyi bir dinleyici olun: Dinleme becerilerinizi geliştirmenin en hızlı yolu, kendi gündeminizi askıya almaktır. Robin’in dediği gibi :‘’ Eğer karşınızdaki insanı dinlemeye ve kendi anlatacaklarınızı bir rafa kaldırdıysanız, karşınızdaki kişiyle ilgili ayrıntıları daha rahat hatırlarsınız.’’

Düşünceli olun: Düşünceli olun derken, çok da büyük bir şey değil bu aslında. Birine mendil veya hatta el dezenfektanı teklif etmek gibi küçük jestler hayatınıza çok şey katar emin olun.

Başkalarının düşüncelerini doğrulayın: Karşınızdaki kişi sizin onaylamadığınız veya katılmadığınız bir şey söylediğinde direk reddedip tartışmak yerine Robin bu bunu farklı bir şekilde dile getirmenizi öneriyor.

“Bu gerçekten ilginç bir fikir daha önce hiç duymamıştım.’’ gibi cümleler kurabilirsiniz.

Neden? Nasıl? Ne zaman? diye sorun.

Sohbeti geliştirmenin anahtarı, açık uçlu soru sormaktır. Açık uçlu sorular evet/hayır ile cevaplanamayacak sorulardır.

Quid Pro Quo – Karşılık verin. (Kısasa Kısas)

Konuşmaktan hoşlanmayan içine kapanık ya da çok fazla konuştuğuna kanaat getirip susma eğilimi gösteren insanlarla olan iletişiminizde yapabileceğiniz en iyi şey “Quid Pro Quo” (karşılık verme) ilkesini uygulamaktır.  Bu durumda kendinizle ilgili biraz bilgi vermek iletişim tıkanıklığını giderir.

Kompliman yapın.

İnsan doğasında karşılık vermek temel bir eğilimdir. İnsanlara egonuzu askıya alarak bir şeyler sunduğunuzda, doğal olarak onlar da aynısını yaparlar. İlişkilerde uyumun sağlanması, iletişimin güçlenmesi için en kolay uygulanan tekniklerden biri karşı tarafa bir şeyler sunmaktır. Hediye vermek, takdir belirten ifadeler kullanmak ve bir konuda yardımcı olmaya istekli olduğunu göstermek pozitif duyguların gelişmesini sağlar.

Beklentilerinizi kontrol edin.

Beklentilerin doğru yönetilmemesi; hayal kırıklığı, kızgınlık ve öfke duygularına yol açar. Hayal kırıklığı dostça ilişkilerin dinamitidir. Soğukkanlı davranın, karşınızdaki kişinin ihtiyaçlarına odaklanın ve beklentilerinizin artmasına izin vermeyin. Beklentileri yükseltmemek hayal kırıklığına uğrama riskini azaltır.

Kaynaklar: