“Biz, hayır demeyi, işim var demeyi, olmaz demeyi beceremeyen insanlarız, yorgunluğumuz bitmez bizim.”
Yukarıdaki sözler, ünlü edebiyatçı Reşat Nuri Güntekin’ e ait. Hiç şüphesiz, birçoğumuzun hislerine tercüman olmuş bu sözlerle büyük üstat. Türk Kültüründe geleneklerimiz, öğretilerimiz, kültürümüz gereği başkalarına “Hayır” demek ayıp sayılır. Çoğu zaman bir saygısızlık ve nezaketsizlik olarak kabul edilir. Görgü kurallarımıza aykırıdır.
Peki, bu her toplumda böyle midir?
Şüphesiz hayır. Tıpkı bizim kültürümüzde de olduğu gibi daha gelenekçi davranan ve açık sözlü olmanın erdem sayılmadığı toplumlarda hayır diyememe durumu ile daha sık yüzleşiyoruz. Bunun altında yatan nedenler neler? Hayır diyemediğimizde ne yaşıyoruz? Bu süreci daha sağlıklı yönetmek mümkün mü? Alternatiflerimiz neler? En önemlisi ise HAYIR demek bize ne kazandırır? Gelin bunlara bir göz atalım.
HAYIR DİYEMEYİNCE NE OLUR?
Hayır demeniz gerektiğini hissettiğiniz halde bunu dillendiremeyip lafı ağzınızda döndürdüğünüz, hayır demek isterken yarım ağızla EVET dediğiniz durumlar olmuştur eminim. Bu durumu, “Cognitive Dissonance” yani “Bilişsel Uyumsuzluk” kavramı çok iyi açıklıyor. Nedir bu bilişsel uyumsuzluk? Rasyonel olarak onaylamadığımız bir durumu, duyguların etkisiyle kabulleniş ya da rasyonelleştirme de diyebiliriz. Örneğin sigara kullanıcıları, sigaranın zararlarının farkındadırlar ve bunu inkâr etmezler. Rasyonel beyin, “Sigara sağlığına zararlı, içme!..” derken, duygular bunun rahatlatıcı etkisiyle birlikte sakinleştirici etkisini bize telkin eder ve sigara içmek için haklı nedenlerimiz olur. Bu durum, zihnimizde bir çatışmaya yol açar. Bilişsel uyumsuzluk bir çatışmadır ve zihin kendi içinde çatışmayı sevmez. Spor yapmak isteyip de yapamamak, sağlıklı beslenmek isteyip de sağlıksız gıdalarla beslenmeye devam etmek de benzer bilişsel uyumsuzluk örnekleridir. Şüphesiz, bununla yaşamak acı vericidir. Bu, bir seçenek olarak görülebilir ancak sürdürülebilir olduğu söylenemez. Bu durumda, en iyi alternatif; inancımızı, başka bir deyişle bakış açımızı değiştirerek davranışlarımıza yansıtabilmektir. Size burada kötü bir haberim var: Bu anlatıldığı kadar kolay değil… İyi haber ise uyguladıkça geliştirilebilir bir beceri…
Şunu unutmak gerekir: Gerektiğinde “Hayır” demek, sizin için bir koruma kalkanıdır. İçinizdeki çatışmayı ve acınızı azaltır.
NEDEN?..
Hayır diyememenin altında farklı nedenler ya da bunların bir kombinasyonu olabilir. Bazı kimseler, aile ve yaşadıkları çevrenin etkisiyle bir kültür olarak bunu bilmezler. İnsan, deneyimlemediği şeyden çekinir ve korkar. Kişi, yetişip büyüdüğü çevrede bunu görmemişse yerleşik bir davranış da oluşmaz. Bir başka neden ise reddedilme korkusudur. Başkaları tarafından dışlanma, kabul görmeme kaygısı hayır demeye engel olabilir. Üçüncü bir neden de kişilik özellikleridir ki bu da yetersiz hissetme, buna bağlı olarak diğerlerinin gözünde itibarsızlaşma ve hayır demenin olumsuzluğa yol açacağına dair kaygı duyma şeklinde karşımıza çıkar. Bunların hepsi “yetersizlik hissi” ile ilgilidir. Bu durumdaki insanlar, kendilerini bir çukurda hissederler. İçinde bulundukları çukur derinleştikçe de kişinin dışarı çıkması giderek zorlaşır.
HAYIR DEMEKLE İLGİLİ PRENSİPLER
1.“Hayır demek” haktır: İster özel ister iş hayatınızda olsun, size gelen her türlü talebi karşılamak zorunda değilsiniz. Aklınıza yatmayan, mantıklı görünmeyen talepleri geri çevirme hakkına sahipsiniz.
2.Kendinize ve diğerlerine karşı sorumluluğunuzdur: Karşılayamayacağınız ya da sizi zor durumda bırakacak taleplere hayır diyememek aslında, kendinize ve başkalarına yapacağınız en büyük kötülüktür.
3.“Hayır demek”, yükünüzü hafifletir: Her talebi geri çevirmezseniz, aşırı yoğun ve stresli bir çalışma ortamına girersiniz.
Son olarak, “Hayır” derken, istisnai bazı durumlar hariç (kabul edilmesi mümkün olmayan, hukuki ya da etik olmayanlar) direkt, sert bir şekilde ifade etmemekte fayda var. Bu, karşınızdaki insan profiliyle de alakalı bir durum. Bazıları için bu incitici, onur kırıcı olabilir. Bunu empatiyle, karşınızdakinin ne hissettiğini anladığınızı göstererek yapmanız etkili olacaktır. Hayır demenizin mümkünse gerekçesini açıklamanız ve de en önemlisi red yanıtınızın ardından bir alternatif sunabilmeniz karşınızdakine iyi hissettirecektir. “Bu hafta işlerim çok yoğun, görüşemeyebiliriz. Hafta sonu için plan yapalım mı?”
Hayır demek, ilişkilerde önemli bir değerdir.
Hayatınızı doğru yönetmek, kendinizi ve başkalarını da üzmemek adına “Hayır” demeliyiz.
Başkaları için yeri geldiğinde fedakarlık yapmak sağlıklıdır ancak, her şeyde olduğu gibi aşırıya kaçıldığında bu size zarar verir. Hayır diyebilmek, aşırı yüklemeyi ortadan kaldıracağından, bize kendimiz için daha önemli işlere odaklanma fırsatı sunar. Kendinizi dengelemenize yardımcı olur.
Özetle, başkaları kadar kendinizi de düşünmek ve kendi iyiliğiniz için gerektiğinde “Hayır” diyebilmek sizi önemli bir baskıdan kurtaracaktır.
Hayır diyerek dost kalmak bir denge sanatıdır.
Orkun Akarsel