Neler Oldu?

Eğitim, iş ve iletişim dünyası son günlerde alışılagelmemiş bir süreçten geçiyor. Değişime karşı direnç kavramlarını alt üst eden bir hızda teknolojik iletişim çeşitliliğinde adapte oluyoruz.

Daha 2 ay önce Zoom, LYNC, Microsoft Teams, Google Hangouts, Skype, Slack, Facebook Workplace, Zenkit, Trello, Asana, Smartsheet gibi uygulamaların henüz bir tanesiyle bile deneyim sahibi olmayıp şu an bunlardan en az birini hayatının bir parçası haline getiren çok insan var.

Sanal toplantı ve iş yapış modelleri üzerine uygulamalar geliştiren firmalar altın çağını yaşıyor. Düne kadar bu uygulamaların varlığından haberdar olmayıp bugün onları kullanmaya başlayan kişilerin sayısı da oldukça fazla.

Dönem sadece bu firmalara değil kişilere ve kurumlara da fırsatlar yaratıyor. Bundan önce araştırmacı kimliği olmayan bir çalışan için şirketinin davet ettiği bir konuşmacı ya da eğitmen tanınır oluyorken şu an birçok insan hem bu yukarıda bahsettiğimiz portallardan hem de sosyal medya kanallarından tanınırlığını arttırdı ve birkaçı markalaşmaya başladı. İnstagram kanalını iyi yönetenlerin takipçi sayılarında belirgin artışlar oldu. Kiminin ise İnstagram canlı yayınları hayatının bir parçası oldu.

Daha önce uzaktan eğitim vermemiş olan birçok eğitmen ilk defa bu deneyimi yaşadı. Online eğitimlerin hız kazanmasıyla mikrofon, makyaj ve kamera ışığı vb. ürünlerin satışlarında artışlar oldu. Daha önce video çekmek gibi bir derdi olmayan eğitmenler de bu furyanın ucundan yakaladılar.

Seçerek izlemek treni de iyice hızlandı. Netflix, Blutv vb. içerik sağlayıcıları üye sayıları ve gelirlerini arttırdı.

Bu süreci kendine yatırım yapmaya fırsat görenler yeni yetkinliklerin peşinde koştu. Udemy gibi eğitim sunucuları da bu süreçten güçlenerek çıktılar. Udemy üzerinden yeni yetkinlik geliştirip bunları hayatlarına adapte edenlerin sayısı da dikkat çekici.

Evde kalan insanlar yeni ruh haline bir süre sonra adapte oldu. İlk günlerde nefesi daralan çok insan şu an mevcut duruma uyum sağladı. İnsan yapısının bir mucizesini daha deneyimledik.

Hep denir ya “engel içimizde,” diye. İşte bu sürecin en önemliği dinamiği insanları harekete geçmek zorunda bırakması oldu. Ve gördük ki insan harekete geçtiğinde neleri başarabiliyor. Yani harekete geçmek için yeni bir virüs beklemeye gerek yok…

“Zaten geleceği fazlaca ertelememiş miydik,” diyesi geliyor insanın.

Umarız yeni normaller bizleri tekrar oluruna bırakmış hallerimize döndürmez.

 İstemesek bile yeni gelecek de bir gün gelecek. Güncel olmanın farkındalığını hiç bırakmamamız dileğiyle…

Online Eğitmenim ekibi tarafından hazırlanmıştır. Referans gösterilerek kopyalanabilir, kullanılabilir ve paylaşılabilir.